Thomas Austin Winchelsea, arazisinde
avlamak üzere İngiltere’den iki düzine tavşan getirmiş. Bu tavşanlar araziden kaçmışlar
ve büyük bir hızla üremeye ve yayılmaya başlamışlar. Birkaç sene içinde tavşanların
nüfusu on binlerle söylenmeye başlanmış. Yıl 1900’a geldiğinde sürekli avlanıp
yakalanmaya çalışılmalarına rağmen tüm kıtayı sarmaya başlamış.Halk tavşan istilasını durdurmak için seferber olmuş, avlanarak ve tuzaklar kurarak çevredeki tavşanları uzak tutmaya çalışmışlar, 1901de doğu ve batıyı ayıran 3256 kilometrelik “tavşan geçirmez” bir çit örmeye başlamışlar. Çitin yapımının bitmesi 1907 yılını bulmuş. Maalesef çit tamamlanana kadar tavşanlar zaten çitin öteki tarafına geçmişler. Ardından kimyasallara başvurmuşlar. Kimyasal maddeler istenilen ölçüde sonucu vermeyince 1950li yıllarda biyolojik silahlara başvurmak zorunda kalınmış. Tavşan sayısını iki sene içinde 600 milyondan 100 milyona kadar düşürebilmiştir. Zaman içinde tavşanlar bu hastalığa direnç geliştirmişler.
Halen Avusturalya’da tavşanlarla mücadele edilmektedir.